
SCARLETT JOHANSSON’DAN İLK UZUN METRAJ: ELEANOR THE GREAT – Yas, Mizah ve Yeni Bir Başlangıç
Hollywood’un en parlak ve en tanınmış yüzlerinden biri olan Scarlett Johansson, kariyerinde yeni bir sayfa açarak, “Eleanor The Great” filmiyle ilk uzun metraj yönetmenlik deneyimine imza atıyor. Başrolünde 94 yaşındaki efsanevi aktris June Squibb’i ağırlayan bu dramatik komedi, derin duygusal temaları ele alırken, hayatın acı-tatlı yanlarını samimi ve mizahi bir dille perdeye taşıyor. Film, 2025 Cannes Film Festivali’nin prestijli ‘Un Certain Regard’ bölümünde gösterildiğinde ayakta alkışlanarak büyük beğeni topladı ve Johansson’ın sadece kamera önünde değil, arkasında da ne kadar yetenekli bir sanatçı olduğunu kanıtladı. Film, yas, dostluk, affetme ve dirençlilik gibi evrensel temaları, yaşlı bir kadının gözünden, New York’un karmaşık atmosferinde inceliyor.
Konu: Eleanor Morgenstein’ın New York’ta Yeniden Doğuşu
“Eleanor The Great”, doksanlı yaşlarında hayatını sıfırdan kurmaya çalışan Eleanor Morgenstein’ın (June Squibb) hikayesini merkezine alıyor. Film, bir kayıp hikayesi olmanın ötesinde, bu kaybın getirdiği yalnızlık ve anlam arayışını mizahla harmanlayan bir yeniden başlangıç manifestosu sunuyor.
Kaybın Ardından Gelen Göç
Filmin kahramanı Eleanor Morgenstein, hayatının büyük bir bölümünü geçirdiği Florida’daki konforlu ortamı, en yakın arkadaşının ölümünün ardından terk etme kararı alır. Bu travmatik kayıp, Eleanor’u derin bir kederle baş başa bırakır ve onu, hayatında radikal değişiklikler yapmaya iter. Bu radikal değişiklik, New York gibi devasa ve kaotik bir metropole taşınmaktır. Eleanor, bu yeni başlangıçla birlikte yeniden birileriyle bağlantı kurmanın özlemini çekmektedir; bir nevi ‘boş bir kabuk’ gibi hissetmekten kurtulma arzusu içindedir.
Kuşaklararası Dostluk ve Yanlış Anlama
New York’taki yeni yaşamı, Eleanor’u beklenmedik bir dostluğun içine sürükler. O, 19 yaşındaki gazetecilik öğrencisi Nina (Erin Kellyman) ile tanışır. Bu kuşaklararası dostluk, filmin duygusal merkezini oluşturur.
Hikayenin önemli bir dönüm noktası, Eleanor’un yanlışlıkla Holokost’tan kurtulanların destek grubuna katılmasıyla başlar. Bu durum, Eleanor’un zekası ve başına buyruk tavırlarıyla birleşince, komik ve aynı zamanda acı bir yanlış anlaşılmaya yol açar. Gazeteciliğe meraklı genç Nina ise, Eleanor’un çarpıcı hikayesine ilgi duymaya ve onun hakkında bir makale yazmak istemeye başlar. Bu süreçte film, Eleanor’un hafıza, dayanıklılık ve doğruluk kavramlarını keşfetmesini sağlayarak, izleyiciye acı-tatlı bir tonda düşündürücü anlar sunar.
Filmde ayrıca Chiwetel Ejiofor (Roger) ve Jessica Hecht (Lisa) gibi deneyimli isimler de yer almakta, Eleanor’un karmaşık New York çevresindeki ilişkiler ağına derinlik katmaktadır.
Yönetmen Scarlett Johansson: Oyuncudan Sanat Yönetmenine Dönüşüm
Scarlett Johansson’ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olan “Eleanor The Great”, onun sinema sanatına olan bağlılığını ve bağımsız sinema ruhunu yansıtıyor.
Yönetmenlik Vizyonu ve Motivasyon
“Lost in Translation”, “Marriage Story” ve Marvel Sinema Evreni’ndeki rollerle tanınan Johansson, aslında genç yaşlarından itibaren yönetmenlik hayali kurduğunu dile getiriyor. “Eleanor The Great” projesini seçmesindeki temel nedenin ise senaryonun özgünlüğü ve kendisini derinlemesine duygulandırması olduğunu belirtiyor. Johansson, senaryoyu okuduğunda, onu zihninde bir film olarak görebildiğini ve New York’a olan sinematik gözlem yeteneğini kullanarak ortak bir vizyona ulaştığını ifade ediyor.
Johansson, filmin bir “bağımsız sinema” ruhu taşıdığını ve kadrodaki herkesin hikayeyi ve senaryoyu çok sevdiği için bir araya geldiğini vurguluyor. Ona göre filmin ana temaları dostluk, yas ve affetmek, günümüzde hepimizin daha çok ihtiyaç duyduğu evrensel duygular. Yönetmenliği, özellikle iki yaşlı kadın arasındaki yakınlığı, genellikle gençlik hikayelerine özgü sevimli bir gözle kurmasıyla övgü topluyor.
Başrol June Squibb’in Zaferi
Johansson, 94 yaşındaki ana karakter Eleanor Morgenstein’ı canlandıran June Squibb’in performansını “gerçekten ilham verici” olarak nitelendiriyor. Squibb, 2013 yapımı “Nebraska” filmindeki Oscar adaylığından sonra, bu rolüyle adeta kariyerinin yeni bir rönesansını yaşıyor. Eleştirmenler, filmin samimi, duygusal ve dokunaklı tonunun büyük ölçüde Squibb’in olağanüstü oyunculuğundan kaynaklandığını belirtiyor.
Eleştiriler: Samimiyet mi, Yoksa Naiflik mi?
Film, Cannes Film Festivali’ndeki gösteriminin ardından eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes’da %65’lik bir beğeni oranıyla açılış yaptı. Bu, Scarlett Johansson’ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi için oldukça umut verici bir başlangıçtır, ancak film hem izleyicileri hem de eleştirmenleri iki kutba ayırmıştır.
Olumlu Görüşler: Duygusallık ve Oyunculuk Başarısı
- Birçok eleştirmen, Johansson’un yönetmenliğini “emin”, hikayenin tonunu ise “hassas ama ironik” buldu. Film, özellikle “Elveda” veya “Nebraska” gibi filmlerin acı-tatlı dramatik komedi ruhuna uygun bulunuyor.
- İzleyici yorumları, filmi “inanılmaz ve çok duygusal”, “harika bir senaryo” ve “tüm zamanların en sevilen 5 filminden biri” olarak nitelendirerek büyük bir coşkuyla karşıladı. Özellikle June Squibb’in canlandırdığı Eleanor karakterinin zeki ve büyükanneli-tavırlı halleri izleyiciden tam not aldı.
Olumsuz Görüşler ve Tartışmalı Temalar
- Bazı eleştirmenler ise filmin tonunu “sıradan, TV filmi tonu” olarak değerlendirdi ve özellikle Holokost temasının ele alınışını “yanlış değerlendirilmiş ve naif” buldu. Filmdeki bu tartışmalı temanın, ana olay örgüsünün varoluşsal kabusunu yeterince karşılayamadığı öne sürüldü.
- Daha sert eleştirilerde, film “sıkıcı sahneler zinciri” olarak tanımlanmış; “kötü oyunculuk, kötü diyaloglar ve aşırı yavaş tempo” nedeniyle eleştirilmiştir. Bu yorumlar, filmin sitcom alaycılığından kaçınamayan senaryo yapısına ve yer yer güldürme çabasına odaklanmaktadır.
“Eleanor The Great”, sinemaseverlere Scarlett Johansson’ın kamera arkasındaki samimi ve insancıl vizyonunu sunarken, June Squibb’in güçlü performansı sayesinde derin bir duygusal bağ kuruyor. Film, yasın ve yeni başlangıçların mizahla iç içe geçtiği, kuşaklararası bir dostluk hikayesi arayanlar için 2026 yılının en dikkat çekici yapımlarından biri olacaktır.