
Eternity: Öbür Dünyada Verilen En Zor Karar
A24 yapım şirketinin dikkat çeken filmlerinden biri olan “Eternity”, geleneksel romantik komedi türüne fantastik ve metafiziksel bir derinlik katıyor. Yönetmenliğini David Freyne‘in üstlendiği, senaryosunu ise Pat Cunnane ile birlikte yazdığı bu film, Elizabeth Olsen, Miles Teller ve Callum Turner‘dan oluşan güçlü kadrosuyla, aşk, kayıp, hatıralar ve ebedi sadakat üzerine düşündürücü bir hikaye sunuyor.
Film, ruhların sonsuz varoluşlarını seçmeleri için yalnızca yedi gün tanınan, bürokratik ve tuhaf bir öbür dünya tasavvuru üzerine kurulu. 28 Kasım 2025 tarihinde sinemalarda gösterime girecek olan Eternity, izleyicileri, hayat boyu süren bir evliliğin konforu ile zamansız kaybedilmiş genç bir aşkın idealleştirilmiş hatırası arasında kalmış bir kadının iç çatışmasına ortak ediyor. Toronto Film Festivali’nde (TIFF) beğeni toplayan ve eleştirmenlerden genellikle olumlu yorumlar alan yapım, yalnızca güldürüp duygulandırmakla kalmıyor; aynı zamanda yaşamın değerini ve kime adadığımızın önemini de sorguluyor.
Sonsuzluğa Giden Yolda Aşk Üçgeni
Eternity‘nin konusu, romantik drama klişelerini büyük bir fantezi konseptiyle ustaca birleştiriyor ve izleyiciye alışılmadık bir “ne olacak?” sorusu sunuyor.
Ahiret Bürokrasisi ve Yedi Gün Kuralı
Film, karakterlerin öldükten sonra ulaştıkları, bir kongre merkezi ya da tren istasyonu gibi tasarlanmış, tuhaf ve retro görünümlü bir ahiret merkezi ile açılıyor. Bu dünyada, yeni gelen her ruha, sonsuzluklarını geçirecekleri yeri (dağlar, plajlar, müzeler, hatta ‘Queer World’ gibi ütopik yerler) seçmeleri için bir hafta süre veriliyor. Her ruh, en mutlu oldukları yaştaki hallerine dönüyor ve kendilerine birer “Ahiret Danışmanı” (Da’vine Joy Randolph ve John Early tarafından canlandırılan) atanıyor.
Filmin hikayesi, uzun ve mutlu bir evlilikten sonra vefat eden Joan‘ın (Elizabeth Olsen) bu merkeze gelmesiyle başlıyor. Joan’ın yedi günlük süresi, anıları silinmeden, hayatının aşkını seçmek zorunda kalmasıyla gerçek bir duygusal bilmeceye dönüşüyor.
İki Aşk, İki Farklı Ebediyet
Joan’ın önünde, birbirine taban tabana zıt iki adam duruyor ve her biri kendi ebediyetini sunuyor:
- Larry Cutler (Miles Teller): Joan’ın uzun yıllar geçirdiği eşi. Hayatta boğazına takılan bir simitten aniden ölen Larry, ahirete genç haliyle dönmüş olsa da, evliliklerinin nevrotik, günlük ve derin bağlarını temsil ediyor. Larry, birlikte kurdukları hayatın gerçekliğini, konforunu ve sıradan mutluluğunu simgeliyor. Joan’la geçirdiği 65 yılı savunmaya hazır, telaşlı bir karakterdir.
- Luke (Callum Turner): Joan’ın ilk aşkı ve ilk kocası. Yıllar önce bir savaşta kahramanca ölen Luke, onlarca yıldır ahirette Joan’ı beklemiştir. Luke, gençliğin idealleştirilmiş, zamansız ve tutkulu romantizmini temsil ediyor. O, hatıralarda donmuş, kusursuz bir aşkın hatırasıdır.
Joan’ın kararı, sadece birini seçmek değil; geçmişin dokunulmaz idealini mi yoksa uzun bir birlikteliğin kanıtlanmış gerçeğini mi seçeceğine karar vermek anlamına geliyor. Bu durum, filmin merkezindeki duygusal ve felsefi gerilimi yaratıyor: Hangi aşk, sonsuzluğa daha layıktır?
Temalar: Sadakat, Hatıra ve Yaşayan Aşk
Eternity, basit bir aşk üçgeni olmanın ötesinde, insanların hayatta ve ölümden sonra aşkı nasıl algıladığını sorguluyor.
- İdealize Edilmiş Aşk vs. Gerçekçi Aşk: Film, Luke‘un temsil ettiği ölümün dondurduğu, mükemmel ve eksiksiz anıyı; Larry‘nin temsil ettiği ise zorluklarla örülmüş, çatışmaları olan ama yine de mutlu, yaşanmış bir evliliğin gerçekliğini karşı karşıya getiriyor.
- Vazgeçilen Hayatlar: Joan, eşini seçerek kurduğu hayatın anılarıyla, genç yaşta ölen ve onun için on yıllardır bekleyen ilk aşkına karşı duyduğu vicdan ve sadakat arasında kalıyor.
- Kayıp ve Yaşama Sanatı: Film, bu fantastik kurgu aracılığıyla, izleyiciye yaşarken sahip olduklarımızın değerini ve hayatımızı kiminle geçirmeyi seçtiğimizin ne kadar büyük bir “hediye” olduğunu hatırlatıyor.
Yönetmenlik ve Oyuncu Performansları: Nostaljik Bir Cazibe
Eternity‘nin başarısı, David Freyne‘in özgün rejisi ve başrol oyuncularının inandırıcı ve dinamik performanslarının birleşimiyle sağlanmıştır.
David Freyne’in “Billy Wilder” Etkisi
Yönetmen David Freyne, filmini “Billy Wilder tarzı” (klasik Hollywood komedisi) olarak tanımlamış ve filmin genel atmosferi de bu nostaljik cazibeyi yansıtıyor. Film, 1940’ların ve 1990’ların yüksek konseptli fantezi romantik komedilerine (örneğin Defending Your Life veya Ghost) bir övgü niteliğinde. Freyne, bu tuhaf ve absürt ahiret ortamını kurarken bile, odağı Joan’ın duygusal yolculuğunda tutmayı başarıyor. Ahiret bürokrasisi, sadece romantik ikilemi güçlendiren zekice bir fon görevi görüyor. Freyne’in mizah anlayışı, karakterler arasındaki zeki diyaloglarda ve durum komedilerinde parlıyor.
Başrol Üçlüsünün Dinamik Kimyası
Filmin en çok övülen yönü, Elizabeth Olsen, Miles Teller ve Callum Turner arasındaki doğal ve güçlü kimya.
- Elizabeth Olsen (Joan): Gençliğine geri dönmüş olsa da, hayatın getirdiği karmaşa ve pişmanlıklarla mücadele eden bir kadını canlandırıyor. Olsen’ın canlandırdığı Joan, hem kaygılı hem de çekici bir enerjiye sahip ve bu da onu izleyicinin kolayca bağ kurabileceği bir kahramana dönüştürüyor. Joan’ın iki farklı erkekle yaşadığı duygusal tezatı mükemmel bir şekilde yansıtıyor.
- Miles Teller (Larry): Teller, Whiplash veya Top Gun: Maverick‘teki gibi fiziksel rollerinden uzaklaşarak, sevgi dolu, hafif nevrotik ve karısına derinden bağlı bir kocayı başarıyla canlandırıyor. Callum Turner ile olan komik ve rekabetçi sahneleri, filmin mizahi yükünü omuzluyor.
- Callum Turner (Luke): Turner, yakışıklı, romantik ve idealize edilmiş ilk aşk rolünde karaktere büyük bir çekicilik katıyor. Larry ile arasındaki rekabet, “yaşanmış hayat” ile “yarım kalmış hayal” arasındaki karşıtlığı somutlaştırıyor.
- Da’vine Joy Randolph ve John Early: Oscar ödüllü Da’vine Joy Randolph ve John Early‘nin Ahiret Danışmanları rollerindeki yan performansları, filme absürt bir komiklik ve bürokratik bir hava katıyor.
Eleştirel Perspektif
Eternity, Rotten Tomatoes‘ta %88 gibi yüksek bir pozitif eleştirmen puanına ulaşarak genel olarak olumlu bir izlenim bırakmıştır. Eleştirmenler, filmin yüksek konseptli fantezi zeminini, içten ve sıcak romantik komedi unsurlarıyla birleştirmesini övmüştür. Film, “zekice kurgulanmış”, “içten” ve “türünün en iyi örneklerinden biri” olarak nitelendiriliyor. Bazı eleştirmenler, filmin dünya kurma (world-building) kısmının sunduğu provokatif unsurları sonuna kadar kullanmakta çekimser kaldığını ve daha çok romantik dramaya odaklandığını belirtse de, ana karakterler arasındaki duygusal gerilimin ve kimyanın filmi ayakta tuttuğu konusunda fikir birliğine varılmıştır.
Eternity, klasik Hollywood romantizminin ruhunu, modern ve esprili bir fanteziyle birleştiren, keyifli ve duygusal bir sinema deneyimi sunmaktadır.