Dram

Gecenin Kıyısı

 Genel Bilgiler

Bu alt bölüm, filmle ilgili temel bilgileri talep edilen formatta sunacaktır.

Kategori Yayın Tarihi Oyuncular Dil Film Süresi Yönetmen
Dram, Orizzonti Extra, Uzun 14 Mart 2025 Ahmet Rıfat Şungar, Berk Hakman, Mert Tümer, Serkan Ilgaz, Yılmaz Gökgöz, Baran Akbulut, Eda Akalın, Şencan Güleryüz, Ahmet Kaynak Türkçe 85 dakika Türker Süer

Film, öncelikle dram kategorisine girmektedir . Venedik Film Festivali’nin Orizzonti Extra bölümünde prömiyer yapması, filmin bir sanat evi veya bağımsız film yaklaşımına sahip olduğunu göstermektedir. “Uzun” kategorisi ise sadece filmin uzun metrajlı olduğunu belirtir . Türkiye’deki resmi yayın tarihi 14 Mart 2025 olarak belirtilmiştir . Kaynaklar, daha önce farklı tarihlerde duyurular yapıldığını da belirtmektedir, bu da yayın programında olası değişikliklere işaret etmektedir . Filmin başrollerinde Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman yer alırken , Mert Tümer, Serkan Ilgaz, Yılmaz Gökgöz, Baran Akbulut, Eda Akalın, Şencan Güleryüz ve Ahmet Kaynak gibi isimler de kadroda bulunmaktadır . Başrol oyuncuları Şungar ve Hakman’ın daha önce farklı projelerde birlikte çalıştığı bilgisi de mevcuttur . Filmin ana dili Türkçe’dir . Uluslararası izleyiciler için İngilizce altyazısı da bulunmaktadır . Bir kaynakta hem Türkçe hem de Almanca dilinin belirtilmesi , filmin Almanya ile ortak yapımı olmasından kaynaklanmaktadır. Filmin süresi 85 dakikadır , bu süre bağımsız veya festival filmleri için tipiktir. Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini Türker Süer üstlenmiştir . Bu film, Süer’in ilk uzun metrajlı filmidir . Kendisi aynı zamanda Almanya’nın Köln kentindeki Medya Sanatları Akademisi’nde yönetmenlik ve senaryo yazarlığı eğitimi almıştır .

 Konusu: Görev, Vicdan ve Darbenin Gölgesinde Bir Hikaye

Bu bölüm, araştırma materyallerine dayanarak filmin konusunu detaylı bir şekilde ele alacaktır.

 Babalarının Mirası ve Kardeşlerin Yolları

Bu alt bölüm, ana karakterleri ve başlangıçtaki durumlarını tanıtacaktır. Türk ordusunda genç bir teğmen olan Sinan, yüzbaşı rütbesindeki ağabeyi Kenan’ı askeri mahkemeye teslim etmekle görevlendirilir . General olan babalarının trajik ölümü, iki kardeşin üzerinde bir yük oluşturmuş ve görünüşe göre ilişkilerini zedelemiştir . Uzun bir süredir birbirleriyle konuşmamaktadırlar . Kenan, itaatsiz ve asi biri olarak tasvir edilirken, bir subaya saldırdığı ve ülkeden kaçmaya çalıştığı belirtilmektedir . Sinan ise katı ve disiplinli bir asker olarak çizilmektedir . Kardeşler arasındaki bu zıt kişilikler ve babalarının ölümüyle başlayan gergin ilişki, anlatının temel çatışmasını oluşturmaktadır. Babanın askeri geçmişi, görev ve sadakat temalarına işaret etmektedir. Yönetmenin ifadesine göre , hikaye Türkiye’nin doğusundaki mezarların tahrip edilmesinden ilham almış ve ülkedeki kutuplaşmış ortamı ve derin güvensizliği araştırmayı amaçlamaktadır. Kardeşlerin annelerinin Türk olmayan kökeni de karşılaştıkları toplumsal şüpheye katkıda bulunmaktadır.

 Zorunlu Bir Yolculuk ve Artan Gerilim

Bu alt bölüm, kardeşlerin çıktığı yolculuğu anlatacaktır. Sinan ve Kenan, siyasi huzursuzlukların yaşandığı bir coğrafyada yolculuğa çıkarlar . Başlangıçtaki plan, Kenan’ı Malatya’daki bir askeri mahkemeye götürmektir . Yolculuk İstanbul’da başlar . Sinan’a bir askeri eskort eşlik etmektedir . Kardeşlerin farklı bakış açıları yolculuğun başından itibaren çatışmaya başlar . Bu fiziksel yolculuk, kardeşlerin duygusal ve ideolojik ayrılıklarının bir metaforu haline gelir. Arka plandaki siyasi huzursuzluk ise hikayenin önemli dönüm noktasını önceden haber vermektedir.

15 Temmuz Darbe Girişimi: Bir Dönüm Noktası

Bu alt bölüm, filmin akışını değiştiren önemli olayı detaylandıracaktır. Anlatı, 15 Temmuz 2016 darbe girişimi haberlerinin duyulmasıyla önemli bir dönüm noktasına ulaşır . Bu olay, İstanbul’dan Malatya’ya doğru yaptıkları yolculuk sırasında gerçekleşir . Malatya’daki askeri üs, darbe girişimi sırasında karışık noktalardan biri haline gelir . Kenan’ın bir benzin istasyonunda kaçmaya çalışması gerilimi daha da artırır . Sinan’ın eskortundaki askerlerden biri, yakındaki bir kışlaya sığınmayı önerir . 2016 darbe girişimi, kardeşleri hızla değişen ve kaotik bir ortamda inançları ve bağlılıklarıyla yüzleşmeye zorlayan bir katalizör görevi görür. Bu olay, Sinan’ın inançlarını en üst düzeyde sınar .

 Kaos ve Belirsizlik İçinde Varoluş Mücadelesi

Bu alt bölüm, darbe girişiminin ardından yaşananları ve filmin sonucunu anlatacaktır. Kışlada Kenan hapse atılırken, Sinan gelişen olayları anlamakta zorlanır ve İstanbul’daki üstlerine ulaşamaz . Sinan, durumun tesadüfi olmadığını ve başka bir gücün devrede olduğunu fark eder. Kışlaya sığınmayı öneren askerin aslında Sinan’ı da gözetim altında tuttuğu anlaşılır. Filmin bu bölümünde gerçekle gerçeküstü arasındaki çizgi bulanıklaşır . Sinan yavaş yavaş kendisinin de bir “kullanışlı aptal” olduğunu anlar , tıpkı babasının da sahte delillerle suçlanması gibi . Kenan ise Sinan’ın aksine, babaları gibi sisteme direnmiş görünmektedir . Filmin son bölümünde Sinan, ağabeyini kurtarmaya çalışır ve kaçmaya teşebbüs ederler. Yolculukları, 16 Temmuz sabahı küçük bir Anadolu kasabasının otogarında sona erer . Film, darbe girişimi sonrası toplumsal atmosferi, devlete inanan ve üniformalı herkese hain gözüyle bakan bir halkla yüzleşen karakterler üzerinden anlatır . Film, kimsenin derdini anlatamadığı bir kaos ortamıyla son bulur , bu da yönetmenin insanlığını kaybetme eşiğindeki bir toplumu yansıtma amacını destekler . Film, darbe girişimi zemininde giderek otoriterleşen bir sistemde sadakat, kimlik ve muhalefetin bedeli gibi temaları ele almaktadır . Sinan’ın “kullanışlı aptal” rolünü fark etmesi ve ağabeyini kurtarma çabası, görev ve vicdan anlayışında potansiyel bir değişime işaret etmektedir.

 Oyuncular ve Karakter Analizi

Bu bölüm, ana oyuncuların ve karakterlerinin kısa bir analizini sunacaktır.

 Ahmet Rıfat Şungar (Sinan)

Ahmet Rıfat Şungar, Türk ordusunda genç bir teğmen olan ve görevi ile vicdanı arasında kalan Sinan karakterini canlandırmaktadır . Başlangıçta emirleri sorgusuz sualsiz yerine getiren katı ve disiplinli bir asker olarak tanıtılır . Ancak karakteri, özellikle darbe girişimi olayları sırasında bir dönüşüm geçirir ve inançlarını sorgulamaya başlar . Şungar’ın performansı, Sinan’ın içsel çatışmasına ve ahlaki pusulasının yavaş yavaş uyanmasına odaklanmaktadır. Eleştirilerde oyunculuğu güçlü olarak nitelendirilmektedir .

 Berk Hakman (Kenan)

Berk Hakman, Sinan’ın ağabeyi olan ve askeri mahkemeye götürülen yüzbaşı Kenan rolünü oynamaktadır . Asi ve askeri kurallara uymayan biri olarak tasvir edilir . Babaları gibi daha güçlü bir adalet duygusuna sahip olduğu ve sisteme direndiği görülmektedir . Hakman’ın performansı, Kenan’ın meydan okuyuşunu ve Sinan’ın değişiminde bir katalizör rolünü vurgulamaktadır. Karakteri, otoriter sisteme karşı direnişi temsil etmektedir.

 Diğer Oyuncular

Mert Tümer, Serkan Ilgaz, Yılmaz Gökgöz, Baran Akbulut, Eda Akalın, Şencan Güleryüz ve Ahmet Kaynak da filmde rol almaktadır . Rollerine dair detaylı bilgi bulunmamakla birlikte, destekleyici anlatıya ve filmin atmosferine katkıda bulundukları düşünülmektedir. Bu oyuncuların varlığı, filmin dünyasını zenginleştiren daha geniş bir kadroya işaret etmektedir.

Yönetmen Türker Süer’in Vizyonu

Bu bölüm, yönetmenin niyetlerini ve filme dair bakış açılarını inceleyecektir.

 Toplumsal Kırılmaların ve Psikolojik Çatışmaların Aynası

Süer, hikayenin Türkiye’nin doğusundaki mezarların tahrip edilmesiyle başladığını ve bu durumun kendisini derinden etkilediğini, kutuplaşmış bir toplumda bu nefretin kaynağını sorgulamasına neden olduğunu belirtmektedir . Amacı, herkesin çabucak şüpheli hale gelebildiği derin bir güvensizlik ortamında yaşamanın ne anlama geldiğini anlamaktır . İki kardeş arasındaki çatışma, toplumsal kırılmaları ve böyle bir ortamda yaşamanın yarattığı psikolojik çatışmaları yansıtmak için kullanılmıştır . Süer’in vizyonu, Türkiye’nin sosyo-politik gerçeklerine derinden kök salmıştır ve kardeşlerin kişisel hikayesini kullanarak kutuplaşma ve güvensizlik gibi daha geniş toplumsal sorunları ele almaktadır.

Evrensel Temalar ve Yerel Bağlam

Süer, filmin Türkiye’de geçmesine rağmen, giderek otoriterleşen bir sistemde yol almak ve önyargı ile güvensizlik ortamında kendi kimliğini koruma mücadelesi gibi temalarının evrensel olduğuna inanmaktadır . Almanya’da Türk kökenli olarak büyümesi ve kabul görmenin her zaman kırılgan hissettirmesi, kabul ve muhalefetin bedeli temalarına bakış açısını etkilemiştir . Film, kardeşini felakete sürükleyen bir adamın hikayesini anlatarak, insanlığını kaybetme eşiğindeki bir toplumu yansıtmaktadır . Süer, filmin özel Türk bağlamını, baskıcı sistemlerde yol alma ve kimlik mücadelesi gibi daha geniş insani deneyimlerle ilişkilendirmektedir. Kendi kişisel geçmişi, bu temaları anlamasına farklı bir boyut katmaktadır.

 Kategorisi ve Tematik Derinliği

Bu bölüm, filmin türünü ve altında yatan temaları daha ayrıntılı olarak analiz edecektir.

 Siyasi Gerilim ve Dram Unsurları

Film, sürekli yükselen bir gerilime sahip bir siyasi gerilim filmi olarak tanımlanmaktadır . Aynı zamanda, karakterlerin, özellikle Sinan’ın görev ve vicdan arasındaki içsel mücadelesine odaklanan dram unsurlarını da yoğun bir şekilde içermektedir . 2016 darbe girişiminin arka planı, gerilimi ve dramı artıran tarihi ve siyasi bir bağlam oluşturmaktadır. Film, siyasi gerilimin sürükleyiciliğini dramın duygusal derinliğiyle etkili bir şekilde harmanlayarak, özel bir tarihi olayı zamansız insani ikilemleri keşfetmek için kullanmaktadır.

 Sadakat, Kimlik ve İtaat Kavramları

Film, devletin talep ettiği mutlak sadakat, önyargı ortamında kimliği koruma mücadelesi ve kör itaatin sonuçları ile muhalefetin anlamı gibi kavramları ele almaktadır . Sinan’ın yolculuğu, emir komuta zincirini ve görevin gerçek anlamını sorgulamayı içerirken, Kenan kurulu düzene karşı bir direniş biçimini temsil etmektedir . Kardeşlerin Türk ve potansiyel olarak Kürt (Kenan için kimlikleri de toplumsal şüphe ve siyasi çalkantı bağlamında incelenmektedir. Film, anlatıyı kullanarak bireysel özgürlük ile devlet otoritesi arasındaki karmaşık temaları ve siyasi açıdan gergin bir ortamda ahlaki bütünlüğü koruma zorluklarını eleştirel bir şekilde incelemektedir.

 Gecenin Kıyısı’nın Başarıları ve Düşündürdükleri

Bu bölüm, araştırma materyallerine dayanarak filmin özgün bir eleştirel incelemesini sunacaktır.

 Güçlü Oyunculuklar ve Teknik Yönetim

Film, özellikle Ahmet Rıfat Şungar ve Berk Hakman’ın güçlü performansları nedeniyle övgü toplamaktadır . Uzun süredir görüşmeyen kardeşlerin ve gelişen ilişkilerinin tasviri, filmin önemli bir gücüdür. Matteo Cocco’nun görüntü yönetmenliği ve Rainer Nigrelli’nin kurgusu gibi teknik yönler , anlatının genel etkinliğine ve gergin bir atmosferin yaratılmasına katkıda bulunmaktadır. Yönetmenin bağımsız sinema üslubunu ana akım öğeleriyle harmanlama yeteneği de dikkat çekmektedir . Eleştirel değerlendirmeler, filmin sanatsal değerini, özellikle oyunculuk ve teknik uygulama açısından vurgulamakta ve iyi hazırlanmış bir sinematik deneyime işaret etmektedir.

 Gerilim ve Atmosferin Etkileyiciliği

Eleştirmenler, filmin başından sonuna kadar süregelen ve özellikle kışla sahnesinde doruğa ulaşan yüksek gerilimi not etmektedir 5. Film, kutuplaşmış toplumu yansıtan bir belirsizlik ve güvensizlik atmosferini başarıyla yaratmaktadır 12. 2016 darbe girişiminin arka plan olarak kullanılması, aciliyet ve tehlike duygusunu artırmaktadır. Filmin yüksek düzeyde gerilim yaratma ve etkileyici bir atmosfer oluşturma becerisi, siyasi bir gerilim filmi olarak etkisine önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.

15 Temmuz’a Farklı Bir Perspektif

Film, 15 Temmuz 2016 olaylarına milliyetçi veya propaganda odaklı bir yaklaşımdan kaçınarak eleştirel ve sorgulayıcı bir bakış açısı sunmaktadır . Siyasi çalkantıların insani maliyetine ve mutlak sadakat talep eden bir sistem içindeki bireylerin karşılaştığı etik ikilemlere odaklanmaktadır. Yönetmen Türker Süer’in Türk-Alman kökenli olması, bu daha mesafeli ve eleştirel bakış açısına katkıda bulunmuş olabilir . Film, hassas bir tarihi olayın incelikli ve eleştirel bir incelemesini sunarak, izleyicileri bu tür olayların resmi anlatıların ötesindeki karmaşıklıklarını ve insani etkilerini düşünmeye teşvik ederek öne çıkmaktadır.

 İnsanlığın Kıyısında Bir Toplumun Portresi

Film nihayetinde derin bölünmeler, güvensizlik ve insanlığın erozyonu ile boğuşan bir toplumu tasvir etmektedir . İzleyicilere, siyasi açıdan gergin bir ortamda kaos ve gerçeği ve adaleti bulmanın zorluğu hissini bırakmaktadır. Kimsenin sesini duyuramadığı son, filmin mevcut duruma dair kasvetli bakış açısının altını çizmektedir. “Gecenin Kıyısı”, 2016 darbe girişimi gibi özel olayları kullanarak, siyasi baskı ve bireysel vicdan mücadelesi gibi daha geniş ve evrensel temaları keşfeden, çağdaş Türk toplumu üzerine düşündürücü bir yorum sunmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu