Sekizinci Aile

Sekizinci Aile: Basmacıgil İmparatorluğu’nun Yükselişi ve Düşüşü

Türk yapımlarında son yıllarda gördüğümüz “aile draması” kalıplarını kırmaya hazırlanan Sekizinci Aile, Ali Atay’ın kendine has absürt mizah anlayışını, toplumsal bir başarı hikayesiyle harmanlıyor. Film/dizi projesi, mütevazı bir başlangıç yapan Basmacıgil Ailesi‘nin, tekstil dünyasındaki başarı basamaklarını nasıl tırmanıp “dünyayı yöneten aileler” arasına girmeye çalıştığını konu alıyor.

Yapımın isminde yer alan “Sekizinci” vurgusu, dünyayı yönettiği iddia edilen o meşhur yedi aileye (Rothschild, Rockefeller vb.) yapılan satirik bir gönderme niteliği taşıyor. Basmacıgil Ailesi, bu elit kulübün sekizinci üyesi olmaya soyunurken, hem bu muazzam gücü nasıl yöneteceklerini şaşırıyorlar hem de kendi özlerini korumakta trajikomik bir başarısızlığa uğruyorlar.

Konusu: Tekstil Atölyesinden Küresel Hegemonyaya

“Sekizinci Aile”, klasik bir “sıfırdan zirveye” hikayesi gibi başlasa da, Ali Atay’ın kaleminden çıktığı her halinden belli olan bir kara mizah sarmalına dönüşüyor.

Basmacıgil Ailesi’nin Temelleri

Hikaye, İstanbul’un eski semtlerinden birinde, küçük bir tekstil atölyesinde ter döken bir ailenin günlük telaşlarıyla başlar. Ailenin reisi (Haluk Bilginer), dürüstlük ve zanaat üzerinden bir hayat kurmaya çalışırken, çocuklarının ve tesadüflerin etkisiyle aile bir anda kendisini küresel bir ticaret ağının ortasında bulur. Ancak bu yükseliş, sadece ekonomik bir başarı değil, aynı zamanda etik ve ailevi değerlerin sınavıdır.

Gücü Koruma Çabası ve Trajikomik Çöküş

Basmacıgiller artık sadece kumaş satmıyor, dünyadaki dengeleri değiştirecek bir finansal gücü ellerinde tutuyorlardır. Ancak bir aile düşünün ki; bir yanda milyar dolarlık ihaleleri yönetirken, diğer yanda hala akşam yemeğinde “kimin daha fazla patates yediği” üzerine kavga edebiliyorlar. Gücün zirvesine ulaştıklarında karşılaştıkları asıl tehlike ise dış düşmanlar değil, bizzat kendileridir. Gücü koruma çabaları, onları birbirinden uzaklaştırırken izleyiciyi de kahkahalara boğan bir “beceriksiz yönetim” tablosu ortaya çıkarır.

Oyuncular ve Karakter Analizleri

“Sekizinci Aile”yi projelendirme aşamasında bile zirveye taşıyan en önemli unsur, Türkiye’nin en yetenekli oyuncularını bir araya getirmesidir.

 Haluk Bilginer: Otorite ve Kaosun Sesi

Emmy ödüllü usta aktör Haluk Bilginer, Basmacıgil Ailesi’nin babası rolünde karşımıza çıkıyor. Bilginer’in canlandırdığı karakter, bir yandan eski toprak olmanın getirdiği gelenekçiliği korumaya çalışırken, diğer yandan sahip olduğu devasa gücün altında ezilen, zaman zaman otoriterleşen ama her daim trajikomik bir çaresizlik yaşayan bir figür. Onun oyunculuğu, projenin dramatik ağırlığını dengelerken absürt anlara da ciddiyet katıyor.

Hazal Kaya: Ambition ve Duygusallık

Hazal Kaya, ailenin stratejik zekası yüksek ama bir o kadar da duygusal karmaşa yaşayan kızı/üyesi olarak hikayenin merkezinde yer alıyor. Kaya’nın karakteri, modern dünyanın gereklerini Basmacıgil gelenekleriyle birleştirmeye çalışırken en büyük çatışmaları yaşayan isim olacak. Ambition (hırs) ile sadakat arasındaki ince çizgideki performansı, izleyici için bir sürükleyici güç oluşturuyor.

Çağlar Çorumlu: Saf Komedinin Adresi

Absürt komedinin Türkiye’deki en başarılı isimlerinden Çağlar Çorumlu, ailenin “nevi şahsına münhasır” üyesi olarak projede yer alıyor. Çorumlu’nun karakteri, muhtemelen Basmacıgil imparatorluğunun en zayıf ama en renkli halkası. Onun saf bakış açısı, ailenin içine girdiği karmaşık entrikaları ve küresel güç savaşlarını tiye alan bir ayna görevi görüyor.

 Yönetmen Koltuğunda Bir Vizyoner: Ali Atay

Ölümlü Dünya ve Cinayet Süsü filmleriyle Türk sinemasına yeni bir soluk getiren Ali Atay, bu projede sadece yönetmen değil, aynı zamanda yaratıcı zihin olarak karşımızda. Atay’ın sinema dili, genellikle “sıradan insanın olağanüstü olaylar karşısındaki tepkisizliği veya yanlış tepkileri” üzerine kuruludur.

Sekizinci Aile projesinde de Atay, tekstilci bir aileyi dünyanın zirvesine oturtarak, aslında o “büyük güç” dediğimiz şeyin ne kadar absürt ve kırılgan olabileceğini göstermeyi hedefliyor. Ali Atay’ın yönetmenlik tarzı, filmin görsel dilinde de kendisini hissettirecek; lüks saraylar ile samimi tekstil atölyesi arasındaki tezat, onun sinematografik vizyonuyla birleşecek.

 Kategori ve Tür İncelemesi: Trajikomik Bir Başarı Hikayesi

Film/dizi, kategorisel olarak her ne kadar “Aile” ve “Komedi” başlıkları altında toplansa da, aslında derin bir sosyal hiciv niteliği taşıyor.

• Aile Dinamikleri: Türk aile yapısının en güçlü ve en zayıf yönlerini, “para” ve “güç” ekseninde inceliyor.

• Küresel Eleştiri: Dünyayı yöneten ailelerin gizemli dünyasını, “bizden bir aile” üzerinden basitleştirerek ironik bir bakış açısı sunuyor.

• Kara Mizah: Güçlü bir dramatik altyapı üzerine inşa edilen şakalar, izleyiciyi güldürürken bir yandan da “başarı nedir?” sorusunu sorduruyor.

Eleştiri ve Beklentiler

“Sekizinci Aile” henüz vizyona girmemiş olsa da, Ali Atay ve Haluk Bilginer iş birliği, projenin çıtasını en üst seviyeye koyuyor.

Olumlu Beklentiler:

1. Kadronun Uyumu: Hazal Kaya ve Haluk Bilginer’in daha önceki projelerindeki uyumu, Çağlar Çorumlu’nun komedi dehasıyla birleştiğinde ortaya seyir zevki yüksek bir iş çıkacağı kesin.

2. Özgün Senaryo: “Tekstilden dünya liderliğine” teması, Türkiye’nin son yıllardaki sanayi ve ekonomi yolculuğuna da ince göndermeler içerebilir.

Olası Zorluklar:

Ali Atay’ın absürt mizah dili bazen ana akım izleyici için “fazla” gelebilir. Ancak bu yapımın “Aile” temasını merkeze alması, geniş kitlelere ulaşma potansiyelini artırıyor.

 Basmacıgil Ailesi’nin bu absürt serüveni, Türk sinemasında Succession tarzı bir hanedan dramasının, yerli ve komedi soslu bir versiyonu olmaya aday görünüyor. Gücün insanı nasıl değiştirdiğini değil, aslında hiç değiştirmediğini, sadece saklananları ortaya çıkardığını görmek için gün sayıyoruz.