Ben İyi Biri Olmadan Önce

| Kategori: | Dram, |
| Yayın Tarihi: | 17 Ekim 2025 |
| Oyuncular: | Pelin Batu, Nejat Yavaşoğulları, Gül Gülsün Yıldız, Murat Muslu, Şerafettin Kaya, Mehmet Çağçağ, Ayhan Taş, Mustafa Uzunyılmaz, Yaşar Kurt, İslam Çamyar |
| Dil: | Türkçe |
| Film Süresi: | 1 saat 48 dakika (108 dakika) |
| Yönetmen: | Şerafettin Kaya |
Varlık ve Vicdan Arasında Bir Yolculuk: “Ben İyi Biri Olmadan Önce” İncelemesi
Şerafettin Kaya’nın hem senaryosunu kaleme aldığı, hem yönetmenliğini üstlendiği, hem de başrolünde yer aldığı “Ben İyi Biri Olmadan Önce”, Türk sinemasının bağımsız ve sanatsal Dram yapımları arasında özel bir yere sahiptir. Kendi tiyatro oyunundan sinemaya uyarlanan bu film, ana akım anlatı kalıplarının dışına çıkarak, iyilik, kötülük, vicdan ve toplumsal değerlerin erozyonu gibi evrensel ve ontolojik temaları işlemektedir. Uluslararası festivallerden ödüllerle dönen bu yapım, izleyiciyi modern bir dervişin gözünden, büyük bir kentte kaybolan insanın varoluşsal mücadelesine tanıklık etmeye davet eder.
Filmin yönetmeni Şerafettin Kaya, bu eserinde teknolojiden arındırılmış bir dünya sunarak, izleyiciyi göz göze gelmeye ve gerçek iletişim kurmaya davet etmeyi amaçlar. Kaya’ya göre, film temelinde bir farkındalık yaratma çabasıdır ve “hikayesiz kurmaca” türünün Türkiye’deki nadir örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Zira film, hayatın kendisinin bir hikaye olduğu düşüncesinden yola çıkarak, ayrıntılardaki küçük anlamları büyüteçle gösterme iddiasındadır.
İyilik Kavramının Sınırları: Konu, Karakterler ve Felsefi Derinlik
“Ben İyi Biri Olmadan Önce” filminin odağında, hayatta her şeyini kaybeden ve zorlukların üstesinden gelmeye çalışırken iyi biri olarak kalma mücadelesi veren isimsiz bir kahramanın hikayesi yer alır.
Karakterin Varoluşsal Çıkmazı: Modern Derviş
Filmin isimsiz kahramanı, yani bizzat yönetmen Şerafettin Kaya’nın canlandırdığı karakter, filmin merkezindeki felsefi sorgulamayı temsil eder. Bu karakter, toplumsal hayatın içerisinde tutunamayan, bir nevi modern bir derviş figürüdür.
- Düşüş ve Dönüşüm: Hayatta her şeyini kaybeden bu kahraman, sokaklarda yaşamaya başlar ve önünde tamamen yeni bir hayat açılır. Bu düşüş, aynı zamanda bir içsel arayışın ve manevi bir yolculuğun başlangıcıdır. Karakter, camiden kiliseye, oradan Mevlevihane’ye uzanan bir arayışla, insanlığın ortak arayışlarını kendi içinde sessizce taşır.
- İyiliğe Sıkışmak: Yaşadığı türlü olaylar sonucu kahraman, kendisini iyilik kavramının içerisinde sıkışmış olarak bulur. Bu sıkışmışlık, iyiliğin basit bir eylem olmaktan çıkıp, hayatta kalma mücadelesinin bir aracı haline gelmesi metaforunu sunar. Film, kahramanın iyilik kavramını kullanarak hayatta kalma savaşı vermesini anlatarak, iyiliğin toplumsal yozlaşma karşısındaki konumunu sorgular.
- Ontolojik Sorgulama: Oyuncu Gül Gülsün Yıldız’ın da belirttiği gibi, kahraman varoluşsal ve ontolojik sorunlar yaşayan bir figürdür. Filmin temelini oluşturan iyilik-kötülük çatışması, günümüz dünyasında vicdanın ve merhametin nasıl istismar edilebildiğine dair bir uyarı niteliği taşır. Şerafettin Kaya, bu filmle insanların yüreğine “küçük bir çakıl taşı” atarak, unutulmaya yüz tutmuş değerleri yeniden canlandırmayı amaçlar.
Yardımcı Karakterler ve Toplumsal Yansımalar
Filmin geniş oyuncu kadrosunda yer alan diğer karakterler, bu modern dervişin çevresindeki toplumsal yapıyı ve geleneksel mahalle yaşamını temsil ederler.
- Pelin Batu, Nejat Yavaşoğulları, Gül Gülsün Yıldız, Murat Muslu gibi isimlerin canlandırdığı yan karakterler, genellikle sanattan uzak kalan veya geleneksel yaşam değerlerine bağlı insanlardır. Bu karakterler, kahramanın felsefi yolculuğuna ayna tutar ve insan ilişkilerindeki ikilemleri gözler önüne serer.
- Örneğin, Pelin Batu’nun canlandırdığı karakterin antipatik yanları olduğu belirtilmiş, bu da filmin tek boyutlu iyilik anlatısından uzak durarak gri alanları keşfetme niyetini göstermektedir.
Sinematografik Yaklaşım ve Eleştirel Perspektif
“Ben İyi Biri Olmadan Önce”, alışılagelmiş bir sinema dili yerine, yönetmenin hikayesiz kurmaca olarak tanımladığı, iç içe geçmiş bir hikaye kurgusu ve ayrıntılara odaklanan bir sinematografik yaklaşım sergiler.
Özgün Yapı ve Festival Başarısı
- Tiyatro Kökeni: Film, Şerafettin Kaya’nın aynı adlı tiyatro oyunundan uyarlanmıştır. Bu köken, filmin anlatım dilinin zor olmasına ancak evrensel bir dil kullanma çabasına işaret eder. Tiyatroda büyük ilgi gören bu metin, sinemaya aktarılırken de özgünlüğünü korumuştur.
- Minimalizm ve Farkındalık: Yönetmen Kaya, filmde teknolojiyi tamamen dışarıda bırakarak, izleyicinin dikkatinin sadece insan etkileşimine ve vicdanın sesine odaklanmasını hedefler. Bu minimalizm, filmin bağımsız ve çarpıcı bir yapıya sahip olmasını sağlar.
- Uluslararası Ödüller: Filmin, Uluslararası Paris Play Film Festivali’nde “En İyi Sinema Filmi” ödülüne layık görülmesi ve pek çok festivalde özel gösterimler yapması, evrensel temalarının ve özgün sinematografik dilinin uluslararası alanda karşılık bulduğunu göstermektedir.
Eleştiri ve İzleyici Deneyimi
“Ben İyi Biri Olmadan Önce”, temaları ve yapısı itibarıyla genel izleyici kitlesinden çok, sanatsal derinlik ve felsefi sorgulama arayan izleyicilere hitap etmektedir.
- Güçlü Oyunculuklar: Pelin Batu, Nejat Yavaşoğulları ve diğer deneyimli oyuncuların varlığı, filmin duygusal ağırlığını ve inandırıcılığını artırmaktadır. Oyuncular arasındaki uyum ve yönetmenin tiyatro geçmişinden gelen bilgi birikimi, karakter derinliğine katkıda bulunur.
- Yoğun ve Düşündürücü: Film, iyilik ve kötülük arasındaki ilişkinin karmaşıklığını ve bu kavramların nasıl birbirine kapı açabileceğini sorgularken, izleyicinin uzun süre etkisinden çıkamayacağı düşündürücü bir deneyim sunar. Kahramanın sessiz çöküşü ve iyiliğin suskunluğa itilmesi temaları, filmi çağdaş dram türünün önemli bir örneği haline getirir.
“Ben İyi Biri Olmadan Önce”, sıradan bir hikaye anlatıcılığının ötesine geçerek, insanlık durumunun en temel meselelerine cesurca eğilen, özgün ve çarpıcı bir Türk sineması örneğidir.



