
| Kategori: | Korku, Gerilim |
| Yayın Tarihi: | 28 Kasım 2025 |
| Oyuncular: | Emeraude Toubia (Rosario Fuentes), José Zúñiga (Oscar Fuentes), David Dastmalchian (Joe), Paul Ben-Victor (Marty), Diana Lein (Elena Fuentes), Constanza Gutierrez (Griselda – Büyük Anne), Emilia Faucher (Genç Rosario) |
| Dil: | İngilizce, İspanyolca |
| Film Süresi: | 1 saat 28 dakika |
| Yönetmen: | Felipe Vargas (XI) |
Ölüm Evi (Rosario): Miras, Pişmanlık ve Lanetli Bir Gece
Kolombiya asıllı genç yönetmen Felipe Vargas’ın ilk uzun metraj yönetmenlik denemesi olan “Ölüm Evi” (Orijinal adı: Rosario), doğaüstü korkuyu, ailevi travmayı ve kültürel pişmanlığı merkeze alan, yüksek konseptli bir gerilim filmidir. 28 Kasım 2025’te Türk izleyicisiyle buluşan bu yapım, özellikle Latin Amerika korku mitolojisinden beslenen atmosferi ve tek mekân gerilimi yaratma becerisiyle dikkat çekmektedir. Başrolünde Shadowhunters dizisinden tanınan Emeraude Toubia yer alırken, korku ve gerilim türlerinin tanıdık yüzleri David Dastmalchian ve Paul Ben-Victor gibi isimler de kadroda bulunmaktadır.
Film, Wall Street’te başarılı bir kariyere sahip ancak Meksikalı göçmen kökenlerinden uzaklaşmış olan genç bir kadının, büyükannesinin ani ölümü üzerine geçmişiyle ve ailesinin karanlık sırlarıyla yüzleşmek zorunda kalmasını konu alır. Ölüm Evi, sadece bir hayalet hikayesi değil; aynı zamanda kültürel kimliği reddetmenin getirdiği manevi boşluğu ve aile lanetinin kuşaklar arası etkisini işleyen psikolojik bir dramdır.
Rosario’nun En Uzun Gecesi: Konu, Gizem ve Travmanın Yüzleşmesi
“Ölüm Evi”nin hikayesi, genç bir kadının korkunç bir görevi yerine getirmek üzere büyükannesinin esrarengiz dairesine girmesiyle başlar ve kısa sürede lanetli bir kuşatmaya dönüşür.
Büyükannenin Ölümü ve Acil Durum
Filmin kahramanı Rosario Fuentes (Emeraude Toubia), başarılı bir New York borsacısıdır. Ailesinden ve Meksikalı göçmen köklerinden uzaklaşmış olan Rosario, uzun zamandır görmediği büyükannesi Griselda’nın öldüğü haberini alır. Yasal belgeleri imzalamak üzere büyükannesinin eski, izbe apartman dairesine gitmek zorunda kalır.
- Tek Mekân Baskısı: Hikayenin gerilimini artıran unsur, acil bir durum nedeniyle Rosario’nun, ambulans ve yetkililer gelene kadar cesedin yanında kalmak zorunda kalmasıdır. Dışarıda şiddetli bir fırtına (bazı kaynaklara göre kar fırtınası) eserken ve elektrikler kesilmişken, Rosario tek başına, ölü büyükannesinin yanında mahsur kalır. Bu durum, filmin izolasyon ve klostrofobik bir gerilim yaratmasına olanak tanır.
- Gizem ve Kötülüğün Ortaya Çıkışı: Rosario’nun büyükannesi, birçok gizemi olan bir kadındır. Ölümü ise, hayal bile edilemeyecek kötülüğün kapılarını aralar. Rosario, büyükannesinin eşyalarını karıştırırken okült eserler ve karanlık ritüellere ait gizli bir oda keşfeder.
Çifte Tehdit: Komşular ve Kötü Ruhlar
Rosario’nun yaşadığı dehşet, doğaüstü ve fiziksel olmak üzere iki cephede ilerler:
- Komşuların Şiddeti (Fiziksel Tehdit): Rosario, apartmandaki komşularının şiddeti ile de karşı karşıya kalır. Özellikle David Dastmalchian’ın canlandırdığı Joe ve Paul Ben-Victor’ın canlandırdığı Marty gibi tekinsiz komşu karakterleri, filmin ev baskını (home invasion) gerilimine katkıda bulunur. Bu karakterler, Rosario’nun sadece doğaüstü varlıklarla değil, aynı zamanda insanların kötülüğüyle de savaşmak zorunda olduğunu gösterir.
- Kötü Güçler ve Aile Laneti (Doğaüstü Tehdit): Filmin ana korku unsuru, büyükannenin cesedini ele geçiren ve Rosario’ya musallat olan dünya dışı varlıklardır. Araştırmalar, bu varlığın “Kobayende” adlı bir aile laneti ya da bir ilkel ruh ile ilişkili olduğunu göstermektedir. Rosario, sadece kendisini değil, aynı zamanda ailesinin nesillerdir süregelen karanlık sırları ve bu sırların getirdiği ölümcül laneti durdurmak için savaşmak zorundadır.
Rosario’nun bu en uzun ve en korkunç gecedeki mücadelesi, onu hayatta kalmak için kendi şeytanlarıyla ve geçmişinin acı sırlarıyla yüzleşmeye zorlar.
Eleştirel Yaklaşım ve Yönetmenin Yeteneği
“Ölüm Evi”, Felipe Vargas’ın ilk uzun metraj filmi olmasına rağmen, atmosferi ve pratik efektleri nedeniyle eleştirmenlerden övgü toplamıştır, ancak senaryo tutarsızlığı nedeniyle eleştirilmiştir.
Sanatsal Başarılar: Atmosfer ve Pratik Efektler
- Yönetmenlik Çıkışı: Yönetmen Felipe Vargas, önceki kısa filmlerindeki görsel yeteneğini ve gerilim yaratma becerisini bu ilk uzun metrajında da sergilemiştir. Filmin karanlık atmosferi, klostrofobik mekân kullanımı ve dışarıdaki fırtınanın yarattığı izolasyon hissi etkileyicidir.
- Pratik Efektlerin Gücü: Eleştirmenler, filmin pratik efektlerinin (makyaj ve fiziksel efektler) oldukça sağlam olduğunu belirtmişlerdir. Özellikle ruhların ve cesedin hareketleri gibi sahnelerde kullanılan bu efektler, filmin görsel dehşetini artırmaktadır. Bazı sahnelerin, Sam Raimi’nin “Drag Me to Hell” (Bana Cehennemi Yaşat) filminin yoğun ve mide bulandırıcı anlarını anımsattığı yorumları yapılmıştır.
Senaryo ve Anlatım Zayıflıkları
Filmin görsel ve atmosferik gücüne rağmen, bazı eleştirmenler senaryo ve kurgu açısından zayıflıklar tespit etmiştir:
- Ton Karmaşası: Bazı yorumlar, filmin aile draması, kültürel suçluluk ve aşırı kanlı korku (gore) arasında tonal bir karmaşa yaşadığını öne sürmüştür. Senaryonun, Rosario’nun kültürel hesaplaşmasını ve aile sırlarını zaman zaman sakar diyaloglarla açıkladığı, bu durumun da izleyicinin karakterle organik bağ kurmasını engellediği belirtilmiştir.
- Öngörülebilirlik ve Formül: Film, ruh sahiplenme (possession) türünün tanıdık formüllerine yaslanmakla eleştirilmiştir. Ayrıca, hikayenin gereğinden fazla açıklayıcı olduğu ve sonunun ne olacağı konusunda kararsız kaldığı yönünde eleştiriler mevcuttur. Bazı eleştirmenler, filmin “birkaç alternatif sonun birbirine dikilmiş gibi” hissettirdiğini dile getirmiştir.
- Emeraude Toubia’nın Yükü: Ana karakter Rosario’yu canlandıran Emeraude Toubia’nın, tüm filmi neredeyse tek başına taşıması gereken bir rolde yeterince güçlü bir performans sergileyemediği, ancak izlenebilir bir iş çıkardığı yorumları yapılmıştır.
“Ölüm Evi”, güçlü görseller, çarpıcı pratik efektler ve Latin korku geleneklerine dayanan atmosferiyle, korku türü hayranları için izlenmeye değer bir yapım olmayı hedeflemektedir. Ancak, senaryo tutarsızlıkları ve tonal dengesizlikler, filmin ilk yönetmenlik denemesi olmanın getirdiği bazı zorlukları yansıtmaktadır.



