Sokağın Sonundaki Ev

| Kategori: | Psikolojik, Gerilim, Gizem, Korku |
| Yayın Tarihi: | 21 Eylül 2012 (ABD) |
| Oyuncular: | Jennifer Lawrence (Elissa), Elisabeth Shue (Sarah Cassidy), Max Thieriot (Ryan Jacobson), Gil Bellows, Jonathan Malen |
| Dil: | İngilizce |
| Film Süresi: | 1 saat 41 dakika (101 dakika) |
| Yönetmen: | Mark Tonderai |
Sokağın Sonundaki Ev: Masumiyetin Gölgesi ve Kırsal Kasabanın Kara Sırrı
Yönetmenliğini Mark Tonderai’nin yaptığı ve genç yıldız Jennifer Lawrence’ın Açlık Oyunları serisiyle küresel üne kavuştuğu döneme denk gelen “Sokağın Sonundaki Ev” (Orijinal adı: House At The End Of The Street), 2012 yapımı bir Amerikan psikolojik gerilim filmidir. Film, tipik korku ve gerilim formüllerini kullanarak, kırsal bir kasabanın yüzeyinin altında yatan dehşeti ve ailevi sırların yıkıcı gücünü keşfetmeyi amaçlar.
Senaryosu David Loucka ve Jonathan Mostow tarafından kaleme alınan yapım, yeni bir başlangıç arayan anne ve kızın, geçmişinde korkunç bir cinayet barındıran bir evin hemen yanına taşınmasıyla başlayan olaylar zincirini konu alır. Film, özellikle finalindeki ters köşe (plot twist) ile hafızalarda yer etmeye çalışmış ve psikolojik gerilimi gençlerin arasındaki yasak bir ilişki üzerinden inşa etmiştir. Başrol oyuncuları Jennifer Lawrence, Elisabeth Shue ve Max Thieriot’un performansları, filmin eleştirel vasatlığına rağmen izlenir kılınmasında önemli rol oynamıştır. Sokağın Sonundaki Ev, izleyiciyi güven, komşuluk ilişkileri ve görünüşün ardındaki tehlike temaları üzerine düşündürürken, karanlık bir sırrın masumiyeti nasıl tehdit ettiğini gözler önüne serer.
Konu ve Gizem Unsurları: Cinayet Evi ve Yasak İlişki
Sokağın Sonundaki Ev‘in hikayesi, korku, gizem ve gençlik draması unsurlarını bir araya getirerek, yeni ve bilinmeyen bir ortamda ortaya çıkan tehlikeli sırları merkezine alır.
Yeni Bir Hayat, Eski Bir Lanet
Yeni boşanmış Sarah Cassidy (Elisabeth Shue) ve kızı Elissa (Jennifer Lawrence), hayatlarına temiz bir sayfa açmak umuduyla Pennsylvania kırsalındaki küçük ve görünüşte huzurlu bir kasabaya taşınırlar. Kısa süre sonra taşındıkları evin hemen yanındaki komşu ev hakkında soğuk bir sırrın gölgesinde olduklarını keşfederler.
- Kasabanın Sırrı: Yıllar önce o evde yaşayan genç bir kız, anne ve babasını yataklarında uyurken vahşice öldürmüş ve sonrasında ortadan kaybolmuştur. Katliamdan geriye kalan tek kişi ise, kızın münzevi ağabeyi Ryan Jacobson (Max Thieriot) olmuştur. Kasaba halkı, Ryan’a karşı açık bir güvensizlik ve dışlama tutumu sergilemektedir.
- Elissa ve Ryan: Filmin ana dinamiği, Elissa’nın, annesinin tüm karşı çıkmalarına rağmen, kasaba tarafından dışlanan gizli ve yalnız Ryan ile yakınlaşmasıyla başlar. Bu, tipik bir Romeo ve Julietvari yasak gençlik ilişkisi motifi yaratır, ancak arka planında tehlikeli bir gizem barındırır. Elissa, Ryan’a duyduğu merak ve empatiyle, kendini ailenin geçmişindeki karanlık sırrın tam ortasına atmış olur.
Sır Perdesi ve Ters Köşe
Elissa ve Ryan yakınlaştıkça, kasabanın inandığı cinayet hikayesinin göründüğü gibi olmadığına dair işaretler ortaya çıkmaya başlar. Filmin gizem unsurları, Ryan’ın kız kardeşi Carrie-Anne’in akıbeti ve cinayet gecesi yaşananların gerçek yüzü etrafında yoğunlaşır.
- Ryan’ın Gerçek Yüzü: Filmin doruk noktasında, yan evin duvarları arasındaki şok edici gerçeğin ortaya çıkmasıyla hikaye tamamen değişir. Olayların akışı, Carrie-Anne’in aslında ailelerini öldürmediğini, onun yerine yıllar önce bir kazada öldüğünü ortaya koyar. Ailesini öldürenin, kız kardeşinin ölümünden ailesini sorumlu tutan ve kız kardeşinin hayalini yaşamaya çalışan Ryan olduğu anlaşılır. Ryan, evin gizli bir odasında kız kardeşini taklit etmeleri için zorladığı kaçırılmış genç kızları saklamaktadır.
- Psikolojik Sapma: Bu ters köşe (plot twist), hikayenin odağını doğaüstü bir lanetten, derin psikolojik sapma ve kişilik bozukluğuna kaydırır. Ryan’ın, ailesini öldürdükten sonra bile psikopatça bir şekilde kız kardeşinin varlığını sürdürme çabası, filmi daha rahatsız edici ve gerilim dolu bir boyuta taşır. Elissa’nın bu dehşetin içine çekilmesi, filmin ana gerilimini oluşturur.
Yönetmenlik Stili ve Eleştirel Bakış Açısı
Sokağın Sonundaki Ev, gişede makul bir başarı elde etse de, eleştirel açıdan karışık ve çoğunlukla olumsuz yorumlarla karşılanmıştır.
Mark Tonderai’nin Yaklaşımı
Yönetmen Mark Tonderai, filmi klasik gerilim ve korku formüllerine sadık kalarak yönetmiştir. Tonderai’nin, Jonathan Mostow’un hikayesinden yola çıkarak, seyirciyi sürekli olarak diken üstünde tutmaya odaklandığı görülür. Film, ani sıçrama korkuları (jump scares) ve görsel tedirginlik yoluyla gerilim yaratmayı amaçlamıştır. Ancak eleştirmenler, Tonderai’nin psikolojik karmaşıklık yerine bu kolay korku tekniklerine fazla yaslandığını belirtmiştir.
The A.V. Club gibi yayınlar, filmin “sağlam bir şablonla” başladığını ancak “ayrıntıları doldururken sığ ve jenerikleştiğini” vurgulamıştır. Filmin, underdog (mazlum) karakterin yanında olma arzusunu pervasızca manipüle etmesi de eleştirilmiştir.
Jennifer Lawrence Faktörü ve Oyunculuklar
Filmin en büyük satış noktası ve eleştirmenlerin ortak beğenisi, Jennifer Lawrence’ın performansı olmuştur. Film, Lawrence’ın Oscar ödüllü bir oyuncu haline gelmesinden hemen önce çekilmiş olmasına rağmen, eleştirmenler onun materyali yükselttiğini ve rolünün ötesine geçtiğini kabul etmişlerdir.
- Eleştirileri Aşma: The Hollywood Reporter, Lawrence’ın filmi yükselttiğini ve The Globe and Mail ise onun “vasat ticari bir yapıma takılıp kalmasına rağmen, senaryoyu aşarak ve resmi çalarak” iyi bir iş çıkardığını yazmıştır. Elisabeth Shue ve Max Thieriot da rolleri için sağlam performanslar sergilemiştir, özellikle Thieriot’un yalnız ve münzevi gençten psikopat katile dönüşümü, hikayenin ters köşesini taşımıştır.
Türün Kullanımı
Filmin gizemi en son ana kadar koruması ve beklenmedik finali, bazı izleyiciler tarafından vasatın üzerine çıkaran bir unsur olarak görülmüştür. Ancak eleştirmenlerin büyük bir kısmı, bu finalin bile çok klişe ve inandırıcılıktan uzak olduğunu belirtmiştir. Total Film, filmin yetenekli başrol oyuncusunu “bir psikopat tarafından takip edilen bir başka hafif giyimli kadına” indirgediğini belirterek hayal kırıklığını dile getirmiştir.
Sokağın Sonundaki Ev, güçlü oyunculukları ve etkili bir ters köşesi sayesinde kendini izlettiren bir gerilim filmi olsa da, tür klişelerine olan aşırı bağımlılığı ve psikolojik derinlikten yoksunluğu nedeniyle eleştirel anlamda büyük bir başarı elde edememiştir. Film, popüler bir gençlik gerilimi örneği olarak sinema tarihinde yerini almıştır.



