
| Kategori: | Dram, Komedi, |
| Yayın Tarihi: | 14 Kasım 2025 |
| Oyuncular: | Haluk Bilginer (Refik), Feyyaz Yiğit Çakmak (Ferruh), Bige Önal (Figen), Hatice Aslan (Lale), Şevval Sam |
| Dil: | Türkçe |
| Film Süresi: | 2 Saat 23 Dakika |
| Yönetmen: | Mert Baykal |
Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Hikayesi Veyahut Yan Yana: Uyumsuzluğun Sanatsal Uyumu
Türk sinemasının iki dev ismini, usta oyuncu Haluk Bilginer‘i ve özgün komedi diliyle öne çıkan Feyyaz Yiğit Çakmak‘ı bir araya getiren “Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Hikayesi Veyahut Yan Yana” (kısaca Yan Yana), 2025 sonbaharının en merakla beklenen yapımlarından biri olarak sinemaseverlerin karşısına çıkıyor. 14 Kasım 2025 tarihinde vizyona girecek olan film, gişe rekorları kıran 2011 yapımı Fransız filmi “Intouchables” (Can Dostum)’ın yerli uyarlamasıdır.
Filmin dikkat çekici uzun başlığı, içeriğinin hem absürt hem de derinlikli olacağının ilk sinyalini veriyor. Yönetmen Mert Baykal ve senaryo ekibinde yer alan Aziz Kedi, Feyyaz Yiğit ve Baykal’ın kendisi, orijinal hikâyenin evrensel duygusal iskeletini korurken, ona Türk kültürüne özgü mizah, sıcaklık ve toplumsal sınıf farklılıkları gibi yerel dokunuşlar eklemeyi hedeflemiştir. Film, sadece güçlü bir dostluk hikayesi değil, aynı zamanda Türkiye’de IMAX formatında gösterime giren ilk yerli yapım olma özelliğini de taşıyarak sinema tarihinde şimdiden yerini almıştır. Yan Yana, dramatik ağırlığı absürt komedi ile dengeleyerek, hayatın anlamına, yalnızlığa ve önyargıları yıkan insan bağlarına dair samimi ve etkileyici bir hikaye sunmayı amaçlamaktadır.
Konu: Zıt Kutupların Çekimi ve Toplumsal Sınıfların Yüzleşmesi
Yan Yana‘nın merkezinde, Türkiye toplumunun iki farklı ucundan gelen iki adamın, beklenmedik koşullar altında kurduğu sınıf ve kültürel bariyerleri aşan dostluk yer almaktadır.
Refik ve Felçli Hayatın Zorlukları
Haluk Bilginer’in canlandırdığı Refik, zengin, entelektüel ve lüks bir hayat süren bir adamdır. Ancak yamaç paraşütü sırasında geçirdiği elim bir kaza sonucu boynundan aşağısı felç kalır. Bu durum, Refik’in hayatını kökten değiştirir; onu fiziksel olarak tamamen başkalarına bağımlı hale getirir ve psikolojik olarak derin bir yalnızlığa iter. Refik’in çevresindeki herkes, ona merhametle ya da profesyonel bir mesafeyle yaklaşmak zorundadır. Refik’in yaşamında, zenginliğin çözemediği bir boşluk ve hayattan alınan zevkin kaybı söz konusudur.
Refik’in bakıcılık ve yardımcılık görevini üstlenecek kişi, sadece fiziksel ihtiyaçlarını karşılamakla kalmayıp, aynı zamanda onun kaybolan yaşama sevincini de geri getirecek bir enerjiye sahip olmalıdır.
Ferruh’un Enerjisi ve Absürtlüğü
Hikayeye Feyyaz Yiğit Çakmak‘ın hayat verdiği Ferruh girer. Ferruh, Refik’in zarif ve düzenli dünyasının tam tersidir: Dışarıdan bakıldığında sorumsuz, patavatsız ve hayatın zorlu yanlarıyla kendi özgün ve absürt mizahıyla başa çıkan bir gençtir.
Ferruh, iş görüşmesine geldiğinde, Refik’in şatafatlı ve kuralcı dünyasına tamamen yabancıdır. Geleneksel olarak beklenen şefkatli ve profesyonel bakıcı tipinden çok uzaktır. Ferruh, Refik’e acıma duygusuyla yaklaşmaz; aksine ona eşit bir insan gibi davranır. Bu, Refik’in uzun zamandır özlediği samimi ve filtresiz bir iletişim biçimidir.
Ferruh’un sınıfsal farklılıkları ve sosyal kuralları umursamayan tavrı, başlangıçta Refik’in ailesi (Bige Önal’ın canlandırdığı Figen, Hatice Aslan’ın canlandırdığı Lale) ve çevresi için bir şok etkisi yaratır. Ancak Refik için Ferruh’un bu enerjisi ve hayatı ciddiye almayan tavrı, onu kendi kısıtlılığının kasvetli dünyasından kurtaran bir nefes olur.
Dostluk, Yalnızlık ve Hayatın Anlamı
Filmin ilerleyen dakikaları, bu uyumsuz ikilinin nasıl bir araya geldiğini, birbirlerini nasıl tamamladığını ve birbirlerinin hayatına nasıl beklenmedik bir anlam kattığını gösterir. Ferruh, Refik’in sadece fiziksel bir yardımcısı değil, aynı zamanda onun dış dünyaya açılan kapısı olur. Refik ise Ferruh’a, hayatın ve sanatın inceliklerini, farklı bir kültürel ve entelektüel bakış açısını sunar. Film, dostluk, yalnızlık, engellilikle yaşama mücadelesi ve hayatın zıtlıklarla nasıl zenginleştiği gibi derin temaları, Türk sinemasının o meşhur dram ve mizah harmanıyla izleyiciye aktarır.
Başrollerdeki Uyum ve Uyarlamanın Yerelleştirme Gücü
Yan Yana‘nın en büyük gücü, başrolleri paylaşan Haluk Bilginer ve Feyyaz Yiğit Çakmak‘ın isimlerinin yarattığı beklenti ve Mert Baykal’ın yerelleştirme konusundaki riskli tercihleridir.
Oyuncu Kadrosunun İnanılmaz Kimyası
Filmin başarısı büyük ölçüde Bilginer’in ağırbaşlı, mizahı ve dramı aynı anda taşıyabilen oyunculuğu ile Yiğit’in absürt, anarşik ve içten komedi karakteri arasındaki kimyaya bağlıdır.
- Haluk Bilginer (Refik): Bilginer, felçli bir karakteri canlandırırken, mimikleri ve ses tonuyla karakterin içsel zenginliğini ve acısını aktaracaktır. Refik’in ağır travmasını ve buna rağmen yaşama tutunma çabasını, ustaca bir derinlikle yansıtması beklenmektedir.
- Feyyaz Yiğit (Ferruh): Yiğit, Ferruh rolüne kendi özgün mizah dilini ve enerjisini katmaktadır. Orijinal filmdeki Driss karakterinin “dışarıdan gelen yabancı” rolünü, Türkiye’deki sosyal sınıflar arasındaki kültürel uçurumu temsil eden bir “mahalle çocuğu” samimiyetiyle doldurması beklenmektedir. Yayınlanan fragmanlardaki doğaçlama tadındaki diyaloglar ve iki oyuncu arasındaki samimi uyumsuzluk, hikayenin komedi-drama dengesini kurmada kilit rol oynamaktadır.
Yerelleştirme ve Senaryo Yapısı
Senaryo, Mert Baykal, Aziz Kedi ve Feyyaz Yiğit üçlüsü tarafından kaleme alınmıştır. Orijinal filmin temel hikayesini korurken, Türk sinemasının komedi geleneğine ve yerel toplumsal gözlemlere uyum sağlaması, filmin kritik başarısını belirleyecektir.
- Absürt Mizahın Kullanımı: Feyyaz Yiğit ve Aziz Kedi’nin komediye olan eğilimi, filmin başlığında da belirtildiği gibi, hikayeye “Soyut Dışavurumcu” bir tat katabilir. Bu, dramatik anların ağırlığını hafifletmekle kalmayıp, aynı zamanda Ferruh karakterinin olaylara ve Refik’in engelliliğine farklı bir açıdan yaklaşmasını sağlayarak, kahkaha ve empatiyi aynı anda tetikleyecektir.
- IMAX Farkı: Filmin IMAX formatında vizyona girmesi, sinema deneyimini görsel olarak zenginleştirmeyi amaçlamaktadır. Bu, özellikle İstanbul’un zengin ve fakir semtleri arasındaki kontrastı, doğa manzaralarını ve karakterlerin iç dünyasını yansıtan yakın çekimleri büyük ölçekli bir deneyimle sunma fırsatı vermektedir. Bu teknik yenilik, Yan Yana‘yı yerli sinema için bir kilometre taşı haline getirmektedir.
“Soyut Dışavurumcu Bir Dostluğun Hikayesi Veyahut Yan Yana”, Fransız sinemasının duygusal gücünü, Türk sinemasının usta oyunculuğu ve özgün mizahıyla harmanlayan, dostluğun, sınıf farklılıklarının ve hayata tutunmanın sıcak ve eğlenceli bir portresini sunmaya hazırlanmaktadır.



